O çok aydınlatıcıydı.
- That was very enlightening.
İnsanları aydınlatmak çok kolaydır.
- Enlightening the people is very easy.
O çok aydınlatıcıydı.
- That was very enlightening.
İnsanları aydınlatmak çok kolaydır.
- Enlightening the people is very easy.
İnsanları aydınlatmak çok kolaydır.
- Enlightening the people is very easy.
Yakılan her kitap dünyayı aydınlatır.
- Every burned book enlightens the world.
Filozoflar tarafından aydınlatılmamış bir toplum şarlatanlar tarafından aptal yerine konulurlar.
- Any society not enlightened by philosophers is fooled by quacks.
Joseph Goebbels Kamu Aydınlatma ve Propaganda Nazi bakanıydı.
- Joseph Goebbels was the Nazi minister of Public Enlightenment and Propaganda.
Filozoflar tarafından aydınlatılmamış bir toplum şarlatanlar tarafından aptal yerine konulurlar.
- Any society not enlightened by philosophers is fooled by quacks.
Bilgeliğin ışığı yeni ufukları aydınlatmalıdır.
- The ray of wisdom must enlighten new horizons.
İnsanları aydınlatmak çok kolaydır.
- Enlightening the people is very easy.