The bus rattled as it drove along the bumpy road.
- Otobüs engebeli yol boyunca giderken takırdadı.
They climbed the rugged north face.
- Engebeli kuzey yüzüne tırmandılar.
This surface is rugged.
- Bu yüzey engebelidir.
The rough terrain checked the progress of the hikers.
- Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
The road to the village is very rough.
- Köye giden yol çok engebeli.
The rough terrain checked the progress of the hikers.
- Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.