She isn't as energetic as she once was.
- Bir zamanlar olduğu kadar enerjik değil.
He isn't as energetic as he once was.
- O bir zamanlar olduğu gibi enerjik değil.
My group is always lively.
- Benim grubum her zaman enerjik.
My grandmother is still vigorous at 82 years old.
- Büyük annem 82 yaşında hâlâ enerjik.
Liisa is an active and energetic young woman.
- Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın.
The man returned from his vacation full of beans.
- Adam tatilinden çok enerjik döndü.