Sakin bir ülkede yaşamak istiyorum.
- I would like to live in the quiet country.
Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.
- All of us want to live as long as possible.
Sarhoş bir TV sunucusu, canlı yayın esnasında istifra etti.
- A drunk TV presenter vomited during a live broadcast.
Bizi izlemeye devam edin. Canlı yayınımız kısa süre içinde geri dönecek.
- Stay tuned. Our live stream will return shortly.
Dan radyoda canlı çaldı.
- Dan played live on the radio.
Büyükbabam 90 yaşında ve çok canlı.
- My grandfather is 90 years old and very lively.
Kedi canlı bir fare ile oynuyordu.
- The cat was playing with a live mouse.