Fransız palavralarına katlanmak zordur.
- It's hard to endure the boastings of the French.
Hayatta birçok zorluklara katlanmak zorundasın.
- You have to endure a lot of hardships in life.
Mülteciler çölde 18 saatlik yürüyüşe dayandılar.
- The refugees endured the 18-hour walk across the desert.
Bu köprü uzun süre dayanamaz.
- This bridge will not endure long.
Keith Richards' popularity endured for decades.