It occurred to me that he might be an industrial spy.
- Onun bir endüstriyel casus olabileceğini fark ettim.
After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
- Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
Handicraft is less standardized then industrial products, hence less artistic or rather flawless.
Italy is a part industrial, part rural nation.