The computer industry is enjoying a boom.
- Bilgisayar endüstrisi bir patlama yaşıyor.
The cinema is an industry.
- Sinema bir endüstridir.
Banks are cutting lending to industrial borrowers.
- Bankalar endüstriyel boçlulara kredi vermeyi kesiyor.
After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
- Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
The automobile industry is one of the main industries in Japan.
- Otomobil endüstrisi Japonya'daki ana sektörlerden biridir.
The government is trying to develop new industries.
- Hükümet yeni endüstriler geliştirmeye çalışıyor.