Yeni çevreme uyum sağlamayı oldukça zor buldum.
- I found it pretty hard to adjust to my new surroundings.
Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.
- The surrounding hills protected the town.
Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.
- I saw them surrounding him.
Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.
- Most castles have a moat surrounding them.
Bu sabah görebileceğim tek şey evimizi çevreleyen kalın sis.
- The only thing I can see this morning is the thick fog surrounding our house.
Onlar bizi kuşatıyor.
- They're surrounding us.