zusammengelaufen

listen to the pronunciation of zusammengelaufen
English - Turkish

Definition of zusammengelaufen in English Turkish dictionary

curdled
kesilmiş
coagulated
{f} pıhtılaş
merged
{f} birleş

Alacakaranlık karanlıkla birleşti. - The twilight merged into darkness.

Mitsubishi Bank, Tokyo Bank ile birleşti. - The Mitsubishi Bank merged with the Bank of Tokyo.

clotted
Pıhtılaşmış
coagulated
pihtilaş(mak)
congealed
döndür(mak)
curdled
kaymak tut(mak)
merged
birleştirilen
clotted
(sıfat) pıhtılaşmış
coagulated
pihtilaş
coagulated
pıhtılaşmış
congealed
dondur
curdled
kaymak tut

Tom kaymak tutmuş süt içti. - Tom drank curdled milk.

merged
(Askeri) BİRLEŞME: Hava durdurma görevlerinde, "izler birleşti" anlamına gelen bir kod
merged
birleşmiş (şirket vb)
German - English
merged
converged on a place
curdled
converged
pectized
clotted
concreted
coagulated
congealed
run together
cloded
zusammengelaufen
Favorites