Tom her gece aynı zamanda yatmaya gider.
- Tom goes to bed at the same time every night.
Ondan hoşlanıyorum fakat aynı zamanda ona gerçekten inanmıyorum.
- I like him, but at the same time I don't really trust him.
Aynı anda ikisini de yapabilir.
- He can do both at the same time.
Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi.
- Everybody in the building headed for the exits at the same time.