Linda müzik dinlemek için parka gitti.
- Linda went to the park to listen to music.
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
- It is a lot of fun to listen to music.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
- I listened, but I didn't hear anything.
Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.
- Listen! They're playing my favorite music.
Baylar bayanlar, görüşüme kulak vermenizi istiyorum.
- Ladies and gentlemen, I would like you to listen to my opinion.
O, öğretmene hiç kulak vermez.
- He never listens to the teacher.
Radyo dinlemek ister misin?
- Do you want to listen to the radio?
Radyo dinlemek hoşuma gidiyor.
- I like listening to the radio.
Çocuklar masal dinlemeyi sever.
- The children love listening to fairy tales.
Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
- No one wants to listen to my opinions.
If you don't listen to us, we will have to resort to coercion.
- Wenn Sie uns nicht zuhören, werden wir auf Zwang zurückgreifen müssen.
Will you listen to me for a few minutes?
- Wollen Sie mir ein paar Minuten zuhören?
I like to listen to music.