Onların hepsi cevaplarınızdan memnun görünüyordu.
- Sie schienen alle mit euren Antworten zufrieden.
İşinizden memnun musunuz?
- Sind Sie mit Ihrer Arbeit zufrieden?
Tom asla halinden memnun değildi.
- Tom never was contented.
O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.
- Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life.
Tom'un mutlu olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is contented.
Fakir biri olduğu doğrudur, ama o mutludur.
- It is true that he is poor, but he is contented.
Yemek onun açlığını tatmin etti.
- The meal satisfied his hunger.
Tom birkaç sandviç yiyerek açlığını tatmin etti.
- Tom satisfied his hunger by eating some sandwiches.
Tom asla halinden memnun değildi.
- Tom never was contented.
Mary had every reason to be satisfied.
- Mary hatte allen Grund, zufrieden zu sein.
If I had 25% more income, I'd be more satisfied with my life.
- Wenn ich 25% mehr Einkommen hätte, wäre ich zufriedener mit meinem Leben.