ziyaretçiler

listen to the pronunciation of ziyaretçiler
Turkish - English
visitors

Visitors may not feed the animals. - Ziyaretçiler hayvanları besleyemez.

We had some visitors yesterday. - Dün bazı ziyaretçilerimiz vardı.

plural form of visitor
The visiting team
Plural of visitor
A student enrolled at another university who is taking courses at UBC for credit at their home university
RESIDENTS BUSINESS CITY HALL
Anyone except Faculty members, Staff members, Students, PCC employees/spouses, and off campus community affiliants
The same as unique hosts, except just for the collection or page as defined in the pwebstats pages file
Can view the calendar and its appointments, but cannot create new entries
People who look at your Web site on their computer screens
ziyaret
visit

Visitors to that town increase in number year by year. - Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.

Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting. - İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.

ziyaretçi
{i} visitor

He looks forward to having 200 visitors. - O, 200 ziyaretçinin gelmesini bekliyor.

Tom and Mary are expecting visitors this evening. - Tom ve Mary bu akşam ziyaretçi bekliyorlar.

ziyaret
visitation

Sami arrived for his visitation day. - Sami ziyaret günü için geldi.

ziyaret
{i} stay

She visits him quite often, but never stays very long. - O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.

During his stay in London, he is going to visit his cousin. - Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.

ziyaret
visiting

I remember Fred visiting Kyoto with his mother. - Fred'in annesiyle birlikte Kyoto'u ziyaret edişini hatırlıyorum.

I don't like visiting big cities. - Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.

ziyaret
(Bilgisayar) visits

Susie sometimes visits her father's office. - Susie bazen babasının ofisini ziyaret eder.

She visits us every other day. - O, gün aşırı bizi ziyaret eder.

ziyaret
call

I think you had better call on him. - Sanırım onu ziyaret etsen iyi olur.

I call on him sometimes. - Ben bazen onu ziyaret ederim.

ziyaretçi
visiter
ziyaret
pilgrimage
ziyaret
visit; call
ziyaret
visit, call
ziyaret
circuit
ziyaretçi
caller
ziyaretçi
pilgrim
ziyaretçi
visitant
ziyaretçi
visitor; caller
Turkish - Turkish

Definition of ziyaretçiler in Turkish Turkish dictionary

Ziyaret
görüş
ZİYARET
(Osmanlı Dönemi) Görüşmeğe gitmek. Bir kimseyi görmeye varmak
ziyaret
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme: "Haftada iki gece ziyaretine giderdik."- H. F. Ozansoy
ziyaret
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
ziyaretçi
Ziyaret eden, ziyarete giden kimse, görüşmeci
ziyaretçi
Ziyaret eden, ziyarete giden kimse, görüşmeci: "Hatırı sayılır ziyaretçilerine İstanbul'a ipekli kumaş götürmek izni verirdi."- F. R. Atay