zincirlenmek

listen to the pronunciation of zincirlenmek
Turkish - English
to be arranged in a series
link
zincirle
catenate
zincirle
{f} shackle

Let's shackle your feet with silver fetters. - Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.

Sami shackled Layla with a chain. - Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.

zincirle
{f} shackled

Sami shackled Layla with a chain. - Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.

zincirle
{f} chaining
zincirle
concatenate
zincirle
{f} chain

There was a chain-reaction crash during rush hour. - Yoğun trafikteki zincirleme bir kazaydı.

The prisoner is in chains. - Tutsak zincirle bağlıydı.

zincirle
chained

The dog was chained to the post. - Köpek direğe zincirlendi.

I was chained to the desk all day. - Bütün gün masaya zincirlendim.

zincirle
enchain
Turkish - Turkish
Art arda, peş peşe sıralanmak
Birbirine sıkıca bağlanmak
Zincirle bağlanmak
zincirlenme
Zincirlenmek durumu
zincirlenmek
Favorites