Turkish - English
Definition of zevk alır in Turkish English dictionary
- enjoyed
We would've enjoyed our trip if it wasn't for the rain.
-Yağmur olmasaydı yolculuğumuzdan zevk alırdık.
We would've enjoyed our trip if it hadn't been for the rain.
-Eğer yağmur olmasaydı biz bizim yolculuğumuzdan zevk alırdık.
- past of enjoy
- zevk al
- enjoy
Spend money and enjoy life!
-Para harca ve hayattan zevk al!
Tom and Mary didn't enjoy walking in the rain.
-Tom ve Mary yağmurda yürümekten zevk almadı.
- zevk al
- rejoice in
- zevk al
- delight in
He took delight in talking with friends.
-O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.
- zevk al
- {f} relish
- zevk al
- bask in