Hayalleri paramparça edildi.
- His dreams were shattered.
Zeke Choi'nin omurgası bir suikastçının kurşunuyla paramparça edildi.
- Zeke Choi's spine was shattered by an assassin's bullet.
Tom'un öz güveni, patronu iş arkadaşlarının yanında kendisini haşlayınca kırıldı.
- Tom's self-confidence was shattered after his boss dressed him down in front of his workmates.
Tom son derece sarhoş.
- Tom is extremely smashed.
Onun eski bir kamyoneti ve büyük, hırpalanmış bir biçme makinesi vardı.
- He had an old pickup truck and a big, battered mower.
Fadıl çok açık bir şekilde hırpalanmıştı.
- Fadil was very clearly battered.