zerresi

listen to the pronunciation of zerresi
Turkish - English
not a mite
zerresi bile yok
not a jot
zerresi kalmadı
not a mite left
zerre
grain

There is not a grain of truth in his story. - Onun hikayesinde bir zerre gerçek yok.

zerre
morsel
zerre
{i} mote
zerre
partide
zerre
scrap
zerre
bit

I'm not a bit interested in chemistry. - Kimya ile zerre kadar ilgilenmiyorum.

I'm not the least bit interested in what Tom thinks of me. - Tom'un benimle ilgili ne düşündüğüyle zerre kadar ilgilenmiyorum.

zerre
atomy
zerre
monad
zerre
ounce
zerre
aught
zerre
suspicion
zerre
glimmer
zerre
shadow
zerre
speck

The room is empty apart from the speck of dust floating in the air. - Oda havada yüzen toz zerrelerinin dışında boş.

zerre
rag
zerre
spark
zerre
ace
zerre
rap
zerre
mite
zerre
{i} particle
Zerre
whit
zerre
jot
zerre
corpuscule
zerre
corpuscle
zerre
vestige
zerre
atom
zerre
iota
zerre
tittle
zerre
droplet
zerre
touch
zerre
chem. molecule
zerre
particle, atom, bit, speck; trace, grain
zerre
mote, atom
zerre
granule
zerre
scintilla
zerre
molecule
zerre
ray
zerre
crumb
zerre
sparklet
zerre
trace

There was no trace of evil in her. - Onda kötülüğün zerresi bile yoktu.

Turkish - Turkish

Definition of zerresi in Turkish Turkish dictionary

ZERRE
(Osmanlı Dönemi) Çok küçük karınca
ZERRE
(Osmanlı Dönemi) Atom
ZERRE
(Osmanlı Dönemi) Küçük boylu adam
ZERRE
(Osmanlı Dönemi) Güneş ışığında görünen ufacık tozlar
ZERRE
(Osmanlı Dönemi) (C: Zerrat) Pek ufak parça
zerre
Çok küçük parçacık: "Kendi servetinden bir zerresini vatan namına feda etmemişti."- Ö. Seyfettin
zerre
Molekül
zerre
Küçük nesne
zerre
(Osmanlı Dönemi) maddenin en küçük parçası, atom
zerre
Çok küçük parçacık
zerresi
Favorites