I don't have much desire for wealth.
- Zenginlik için fazla arzum yok.
Health is more important than wealth.
- Sağlık zenginlikten daha önemlidir.
When you die, all your riches will become worthless to you.
- Öldüğünüz zaman, tüm zenginlikleriniz sizin için değersiz hale gelecektir.
Tom wants riches and fame.
- Tom zenginlik ve şöhret istiyor.
Brazil is very rich; its richness is immense; coffee is one of its greatest riches.
- Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.
The Van Horn family was rich.
- Van Horn ailesi zengindi.
She married a rich old man.
- O, zengin yaşlı bir adamla evlendi.
I used to dream about becoming very wealthy.
- Çok zengin olmanın hayalini kurardım.
Tom is a wealthy man.
- Tom, zengin bir adam.
This country has never been so prosperous.
- Bu ülke hiç bu kadar zengin olmamıştı.
The doctor, who is prosperous, is not happy.
- Zengin doktor mutlu değildir.
The affluence of the United States is often contrasted with the poverty of undeveloped countries.
- ABD'nin zenginliği genellikle gelişmemiş ülkelerin fakirliği ile karşılaştırılır.
You should not play on his generous nature.
- Zengin doğasında oynamamalısın.
Mary confessed that she prefers well-endowed men.
- Mary zengin erkekleri tercih ettiğini itiraf etti.
She dumped him for a richer man.
- O, onu daha zengin bir adam için terk etti.
He is richer than anyone else in the town.
- Kasabadaki herkesten daha zengindir.
Tom must be well off. He drives a very nice car.
- Tom zengin olmalı. O çok güzel bir araba sürüyor.
Tom is a very rich person.
- Tom çok zengin birisidir.
The Van Horn family was in the chips.
- Van Horn ailesi zengindi.