zeile

listen to the pronunciation of zeile
German - Turkish
n {'tsaylı} e satır
[die] satır; sıra, dizi
satr
sıra sıra
English - Turkish

Definition of zeile in English Turkish dictionary

line
{i} hat

Havalanından şehir merkezine hangi demir yolu hattını kullanacağımı bana söyle lütfen. - Please tell me which railway line to use from the airport to downtown.

Ben onu aramaya çalıştım, ama hat meşguldü. - I tried to call him up, but the line was busy.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
by line
gazetecinin imzası
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
by line
satır
line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

O kuyrukta otuz dakika durdum. - I stood in that line for thirty minutes.

Tom bir saat kuyrukta bekledi. - Tom stood in line for an hour.