Their losses reached one million yen.
- Zararları bir milyon yene ulaştı.
Their losses reached one million yen.
- Zararları bir milyon yene ulaştı.
I'm very sorry for your loss.
- Zararın için çok üzgünüm.
It can harm your eyes to read in the sun's light.
- Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.
There may be a killer who looks harmless in any social network.
- Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
We are very sorry that your order was damaged.
- Siparişiniz zarar gördüğü için çok üzgünüz.
The government compensated the farmers for the damage to the crops.
- Hükümet çiftçilerin hasatlarının zararını telafi etti.
Is eating between meals really bad for your health?
- Öğünler arasında yemek yeme sağlığınız için gerçekten zararlı mıdır?
Is eating fish every day bad for you?
- Her gün balık yemek sizin için zararlı mı?
Indeed, computers are detrimental.
- Gerçekten, bilgisayarlar zararlıdır.
If you eat a spoonful of sugar or a small piece of whole wheat bread, it seems that the bread would be less detrimental.
- Bir kaşık şeker veya küçük bir parça tam buğday ekmeği yerseniz, ekmek daha az zararlı olacaktır.
The damage will cost us a lot of money.
- Zarar bize çok paraya mal olacak.
They ravaged the countryside, obliterating everything in their path.
- Kırsal alana zarar verdiler, yollarında her şeyi bozuyorlardı..
Thoughtless speech may give rise to great mischief.
- Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.
Tom didn't intend to hurt Mary's feelings.
- Tom Mary'nin duygularına zarar vermek niyetinde değildi.
If you ever do anything to hurt Tom, I'll kill you.
- Tom'a zarar verecek bir şey yaparsan, seni öldürürüm.
Alcohol damages the liver.
- Alkol karaciğere zarar verir.
She sued him for damages.
- O, ona zararlar için dava açtı.
I'm sorry I hurt you. Don't apologize. You didn't do anything wrong, Tom.
- Ben size zarar verdiğim için üzgünüm. Özür dileme. Sen yanlış bir şey, yapmadım, Tom.
A word spoken at the wrong time can do very much more harm than good.
- Yanlış zamanda konuşulan bir söz iyilikten çok daha fazla zarar yapabilir.
Heavy smoking impaired his health.
- Çok sigara içmek sağlığına zarar verdi.
Lack of sleep was undermining her health.
- Uyku eksikliği gizliden gizliye onun sağlığına zarar veriyordu.