Tom'un kolunda bir kalp dövmesi vardı.
- Tom had a heart tattooed on his arm.
Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.
- Tom put a Band-Aid over his small tattoo of a spider so he would be allowed into a Japanese hot spring.
Ben bir yat borusuna sahip değilim.
- I don't have a curfew.
Tom Mary'nin sokağa çıkma yasağının saat kaçta olduğunu biliyor mu?
- Does Tom know what time Mary's curfew is?
O, sokağa çıkma yasağından sonra dışarıda olduğu için göz altına alındı.
- He was given a detention for being out after curfew.
Dövme yaptırmak aptalca bir fikir.
- Getting a tattoo is a stupid idea.
Tom göğsünde bir dövme yaptırmak istemedi.
- Tom didn't want to get a tattoo on his chest.