zank

listen to the pronunciation of zank
German - Turkish
e {tsank} r kavga
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Dar yer. Dar şey
(Osmanlı Dönemi) Darlık, sıkıntı
English - Turkish

Definition of zank in English Turkish dictionary

argument
argüman

Onun argümanı gerçeklere dayalıydı. - His argument was based on facts.

Uyuşturucu ile ilgili suçlar konusunda Doyle'nin çalışmasında sunulan argüman bir beyaz kağıt olarak ilk kez yayımlandı. - The argument presented in Doyle's study was first published as a white paper on drug-related crimes.

argument
sav

Avukat savunmada niçin kaybetti? - Why did the lawyer lose in the argument?

Bir sebebe zarar vermenin en haince yolu kasten yanlış görüşleri savunmaktan oluşur. - The most perfidious way of harming a cause consists of defending it deliberately with faulty arguments.

argument
tartışma

Tartışma geçersizdir. - The argument is full of holes.

Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım. - I took sides with them in the argument.

argument
{i} kanıt

Savaş için bir kanıt sundu. - He presented an argument for the war.

argument
{i} iddia

Bu fikir benim iddiamın temelidir. - This idea is the basis of my argument.

Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi. - The argument that smoking is injurious has become accepted.

argument
atışma
argument
hüccet
argument
(Bilgisayar) değişken
argument
yargılama
argument
(Dilbilim) katılan
argument
akıl yürütme
argument
(Dilbilim) öznelik
argument
anlaşmazlık
argument
münakaşa
argument
düşünme
argument
{i} konu

Bu tartışma etkili konuşma sanatından başka bir şey değil. - This argument is pure rhetoric.

Dün gece bu konuda tartıştık. - We had an argument about it last night.

argument
müzakere
argument
bağımsız değişke argüman
German - English
row
quarrel
tangle
fight
argument
run-in (with somebody / over/about something)