In time, you will understand.
- Zamanla anlayacaksın.
He'll succeed in time.
- O zamanla başarılı olacak.
Things change over time.
- Şeyler zamanla değişir.
Always use distilled water in steam irons because using ordinary water will cause a mineral build-up over time that will clog the steam holes.
- Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.
With time, everything will become clear.
- Zamanla her şey açığa kavuşacak.
Experience is acquired with time.
- Deneyim zamanla kazanılır.
l can schedule my sessions in advance.
- Oturumlarımı önceden zamanlayabilirim.
Our website is offline for scheduled maintenance.
- Web sayfamız zamanlanmış bakım nedeniyle çevrimdışıdır.
Your timing was excellent.
- Zamanlaman mükemmeldi.
The timing will be crucial.
- Zamanlama çok önemli olacak.
In due time, his innocence will be proven.
- Zamanla, onun suçsuzluğu ispat edilecektir.
In the course of time, he changed his mind.
- O, zamanla fikrini değiştirdi.