züğürt

listen to the pronunciation of züğürt
Turkish - English
{s} broke

If I weren't broke, I'd buy it. - Züğürt olmasam onu alırdım.

He's always broke at the end of the month. - O ayın sonunda her zaman züğürttür.

impecunious
stony broke
stone-broke
penniless, broke, skint, impecunious
(Konuşma Dili) hard up

Are you that hard up? - O kadar züğürt müsün?

skint
penniless
stone broke
{k} flat broke
züğürt olmak
to be broke, to be hard up
züğürt tesellisi
1. trying to console oneself by making out that an unimportant trifle is as important as the big thing which one has lost or failed to gain. 2. an unimportant trifle which, in order to console oneself, one makes out to be as important as the big thing which one has lost or failed to gain
Turkish - Turkish
Parasız, yoksul, meteliksiz olan (kimse): "Züğürt olup düşünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdir."- Atasözü
Parasız, yoksul, meteliksiz olan kimse
züğürt ağa
Nesli çölgeçen 'in yönettiği ve şener şen 'in başrolünü oynadığı bir film
züğürt tesellisi
Kötü sonuçlanmış bir işte, çok önemsiz iyi bir yan bularak sevinme