You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
All of us live in the same dorm.
- Hepimiz aynı yurtta yaşıyoruz.
He traveled abroad in his own country.
- Kendi ülkesinde yurt dışına yolculuk etti.
Have you ever been to a foreign country?
- Hiç yurt dışında bulundun mu?
The food is very good in the dormitory where he lives.
- Kaldığı yurtta yemekler çok iyi.
You must observe the rules of the dormitory.
- Yurt kurallarına uymalısın.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Peace at home, peace in the world.
- Yurtta sulh, cihanda sulh.
They think the owner of the house is studying abroad.
- Onlar evin sahibinin yurt dışında eğitim aldığını düşünüyorlar.