yukarısında

listen to the pronunciation of yukarısında
Turkish - English

Definition of yukarısında in Turkish English dictionary

yukarı
up
yukarı
upstairs

My study is upstairs. - Benim çalışma odam yukarıda.

Tom heard Mary go upstairs. - Tom Mary'nin yukarıya çıktığını duydu.

yukarı
(Bilgisayar) top
yukarı
upper part
yukarı
(Bilgisayar) move up
yukarı
upper
yukarı
hyper-
yukarı
above

The above-mentioned mail item has been duly delivered. - Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.

Angels watch from above as men fight amongst themselves. - İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.

yukarı
aloft
Yukarı
to the top
yukarı
upper; upstairs: yukarı daire the upstairs flat. Yukarı Mısır Upper Egypt
yukarı
upper part; upstairs
yukarı
upper, superior in social position: yukarı sınıf upper class
yukarı
upwards
yukarı
(moving) up; (going) upstairs: Yukarı çıktı. He went upstairs
yukarı
up, upwards, above; upstairs; high, upper, top; upper part, top; upstairs
yukarı
high

The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over. - Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.

The higher we go up, the cooler the air becomes. - Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.

yukarı
upward
yukarı
hyper
Turkish - Turkish

Definition of yukarısında in Turkish Turkish dictionary

yukarı
Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya
yukarı
Aşama, sınıf, makam bakımından ilerde olan
yukarı
Bir şeyin üst bölümü, aşağı karşıtı, fevk
yukarı
Benzerleri arasında üstte bulunan. Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya: "Yukarı, kocasının odasına çıktı."- M. Ş. Esendal
yukarı
Yetkili kimse
yukarı
Benzerleri arasında üstte bulunan
yukarısında
Favorites