Tom could hear helicopters overhead.
- Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
Tom heard a helicopter overhead.
- Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
She is certainly above forty.
- O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
The higher we go up, the cooler the air becomes.
- Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.