Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
- Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
O, gençlik günlerine geri gitmek istiyor.
- She would love to go back to the days of her youth.
Gençliğinin bittiğini düşünmek için iyi bir nedenin olabilir.
- You may have good reason to think that your youth is over.
Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
- Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı.
- A group of youths attacked the old man.
Gençler bahçede yerler.
- The youth eat in the garden.
Tom çok genç, değil mi?
- Tom is very youthful, isn't he?
O gerçekten gençliğini koruyor.
- She really keeps her youthfulness.