O seçkin genç bir kişiye rastladı.
- He came across an outstanding young person.
Genç bir kişi seni görmek istiyor.
- A young person wants to see you.
Şu genç adam bisikletçiliğe çok düşkündür.
- That young man is very keen on cycling.
O sağlam genç bir adam.
- He is a robust young man.