young boy, male child; man; fellow

English - Turkish

Definition of young boy, male child; man; fellow in English Turkish dictionary

Related Terms

lad

{i} erkek çocuk

lad

{i} seyis yamağı

lad

genç erkek

lad

genç

Güzel genç bir bayan oldu. - She has grown into a beautiful young lady.

Bana sırnaşmayın genç bayan! - Don't get sassy with me young lady!

lad

{i} adam

Genç adam yaşlı kadının yiyeceklerini arabasına yüklemesine yardımcı oldu. - The young man helped the old lady load the groceries into her car.

İki adam Lady Mary'nin kalbi için yarıştı. - The two men competed for Lady Mary's heart.

lad

{i} delikanlı

Onun erkek arkadaşı hoş bir delikanlı. - Her boyfriend's a nice lad.

O iyi genç bir delikanlı. - He's a fine young lad.

lad

büyücek erkek çocuk

lad

{i} çoğ., İng. (erkekleri kastederek) arkadaşlar: Tell the lads! Arkadaşlara söyle! Come on, lads! Haydi

English - English

Definition of young boy, male child; man; fellow in English English dictionary

{i} lad

Hyphenation

young boy, male child; man; Fel·low