young boy

listen to the pronunciation of young boy
English - Turkish
delikanlı
genç delikanlı
young man
delikanlı
young man
jön
young man
dadaş
young man
yiğit
young person
genç

Genç bir adam seni dışarıda bekliyor. - A young person is waiting for you outside.

O seçkin genç bir kişiye rastladı. - He came across an outstanding young person.

Young man
(isim) Genco
young man
genç

Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam. - There were two people in it, one of her girl students and a young man.

O sağlam genç bir adam. - He is a robust young man.

young person
gepegenç
young boy
Favorites