Tom had been walking for hours and was beginning to get tired.
- Tom saatlerdir yürüyordu ve yorulmaya başlıyordu.
Don't you ever get tired?
- Sen hiç yorulmaz mısın?
He probably got tired of waiting and fell asleep.
- Muhtemelen beklemekten yoruldu ve uykuya daldı.
I am tired from running fast.
- Hızlı koşmaktan yoruldum.
There is no rest for the weary.
- Yorulsan da çalışmaya devam etmelisin.
Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated.
- İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz.
She was so tired that she couldn't walk.
- Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.
I'm too tired to walk.
- Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
If there was a computer that didn't tire out my eyes, I'd definitely want to buy it.
- Gözlerimi çok yormayan bir bilgisayar olsa onu kesinlikle almak isterim.
The beggar was dizzy with hunger and fatigue.
- Dilencinin açlık ve yorgunluktan başı dönüyordu.
As a result of always being hungry and fatigued, that dog finally died.
- Her zaman aç ve yorgun olmanın sonucu olarak, o köpek sonunda öldü.