Turkish - English
Definition of yontma in Turkish English dictionary
- chipping, cutting; chipped, cut
- shaping (something) by cutting it
- chiseled; hewn; whittled; dressed (stone)
- whittling
- chipping
- cut
- cutting
- chipped
- chipped in
- spalling
- yontmak
- {f} sculpt
- yontma taş
- dressed stone, cut stone, hewn stone, ashlar
- yontma taş
- ashlar
- yontma taş devri
- paleolithic
I like to read about the Paleolithic era.
-Yontma taş devri hakkında okumayı seviyorum.
- yontma taş devri
- Palaeolithic [Brit.]
- yontma taş devri
- Palaeolithic
- yontma taş devrine ait
- Palaeolithic [Brit.]
- yontma taşlardan yapılmış yapı
- ashlar
- yontma yapı taşı
- quarry
- yontma çekici
- hack hammer
- yontmak
- {f} whittle
- yontmak
- {f} chisel
- yontmak
- {f} hack
- yontmak
- drove
- yontmak
- grind
- yontmak
- boast
- yontmak
- whittle down
- yontmak
- whittle away
- yontmak
- carve
- yontmak
- dress
- yontmak
- fair
- kösele yontma
- skive
- kösele yontma bıçağı
- skiver
- taş yontma
- stone dressing
- taş yontma
- stone cutting
- yontmak
- fine away
- yontmak
- pare off
- yontmak
- to shape (something) by cutting it; to chisel; to hew; to whittle; to dress (stone); to sculpt, sculpture
- yontmak
- pare
- yontmak
- (Konuşma Dili) to chisel (someone) out of his money little by little so as not to arouse the victim's suspicions
- yontmak
- fine down
- yontmak
- skive
- yontmak
- cut
- yontmak
- hew
- yontmak
- to chip, to cut; (kalem) to sharpen; (taş) to dress; to squeeze (money) out of
- yontmak
- sculp
- yontmak
- chip
- yontmak
- sculpture
- yontmak
- lick into shape
- yontmak
- to point or sharpen (something) (by whittling or dressing it)
- yontmak
- hackle
- yontmak
- scrape
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of yontma in Turkish Turkish dictionary
- Yontulmuş veya yontularak yapılmış
- Yontmak işi: "Ucu sipsivri bir kurşun kalemi tekrar yontmağa kalktım, ucunu kırdım."- P. Safa
- Yontmak işi
- Yontma Taş Devri
- Tarihten önceki zamanların en eski devri
- Yontma Taş Çağı
- bakınız: Yontma Taş Devri
- Yontmak
- yonmak
- yontmak
- Bir kimsenin azar azar parasını çekmek, birinden para sızdırmak
- yontmak
- bakınız: kendine yontmak
- yontmak
- Bir kimsenin azar azar parasını çekmek, birinden para sızdırmak: "Hacı Beyi yontacak, ondan bir hayli fazla para sızdıracaktı."- E. E. Talu
- yontmak
- Kendine yontmak
- yontmak
- Bir şeye istenilen biçimi vermek için dış bölümünü keskin bir araçla biçmek, kesmek
- yontmak
- Bir şeye istenilen biçimi vermek için dış bölümünü keskin bir araçla biçmek, kesmek: "Boş zamanlarında tahta kaşık, kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı."- N. Araz