He had no choice but to run away.
- Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu.
You had better go to bed right away, or your cold will get worse.
- Derhal yatmaya gitsen iyi olur, yoksa soğuk algınlığın daha da kötüleşir.
I was absent from school because of illness.
- Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
Why did you absent yourself from class yesterday?
- Dün niçin sınıfta yoktun?
He has not less than 100 dollars.
- Onun 100 dolardan az parası yok.
I am not allergic to penicillin.
- Penisiline alerjim yok.
Half a loaf is better than none.
- Yarım somun ekmek hiç yoktan iyidir.
I wanted some salt, but there was none in the jar.
- Biraz tuz istedim fakat kavanozda hiç yoktu.
Stand where you are or I'll kill you.
- Olduğun yerde kal yoksa seni öldürürüm.
Hold your tongue, or you'll be killed.
- Dilini tut, yoksa öldürüleceksin.
He must be lacking in common sense.
- Sağ duyudan yoksun olmalı.
He is lacking in common sense.
- O, sağduyudan yoksundur.
Hiç paraları yok.
It doesn't matter what he said.
- Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.
Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely.
- Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.