yok sa

listen to the pronunciation of yok sa
Turkish - Turkish

Definition of yok sa in Turkish Turkish dictionary

yoksa
Sayıları ihtimallerin dışında bir ihtimali bildirmek için kullanılır
yoksa
Sayıları ihtimallerin dışında bir ihtimali bildirmek için kullanılır: "Yıllardan ya 41 ya 42
yoksa
Yoksa savaşın biteceğine yakın mı? İstanbul'a yeni gelmişim."- A. İlhan
yoksa
Bir düşüncenin, bir davranışın, bir tutumun ters olma ihtimalini anlatmak için kullanılır
yoksa
Bir düşüncenin, bir davranışın, bir tutumun ters olma ihtimalini anlatmak için kullanılır: "Ver diyorum sana, yoksa yersin dayağı."- M. Ş. Esendal
Turkish - English
No health
yoksa
otherwise

They lost their way; otherwise, they would have arrived long ago. - Yollarını kaybettiler, yoksa çoktan varmış olurlardı.

You'd better hurry, otherwise you'll miss the train. - Acele etsen iyi olur, yoksa treni kaçıracaksın.

yoksa
or
yoksa
if not; otherwise, or else; or; if there is not; but not; I wonder if
yoksa
or else

You better be honest with me, or else I'll tell our mother. - Bana dürüst olsan iyi olur, yoksa anneme söyleyeceğim.

Give me your money or else I'll beat you up. - Bana paranı ver yoksa seni döverim.

yoksa
if there is not
yoksa
but not
yoksa
i wonder if
yoksa
(Bilgisayar) na
yoksa
not

Am I handsome or not? - Yakışıklı mıyım yoksa değil miyim?

If there was no air, man could not live for even ten minutes. - Hava yoksa insan on dakika bile yaşayamaz.

yoksa
if not

If one has the right to live, then one should also have the right to die. If not, then living is not a right, but an obligation. - Bir insanın yaşama hakkı varsa, aynı zamanda ölme hakkı da olmalı. Eğer yoksa; o zaman yaşamak bir hak değil, zorunluluktur.

It'll be entertaining, if nothing else. - Eğer başka bir şey yoksa eğlenceli olacak.

yoksa
else

Give me your money or else I'll beat you up. - Bana paranı ver yoksa seni döverim.

If there's nothing else for me to do, I'm going home. - Yapacağım başka bir şey yoksa eve gidiyorum.

yoksa
except
yoksa
not ... (used with değil): Böyle bir meselede insan hislerine göre hareket etmeli, yoksa aklına göre değil. In a matter like this one should act according to the dictates of one's feelings, not one's reason
yoksa
otherwise, or else, if not: Daha hızlı çalış, yoksa patron seni kapı dışarı eder. Work faster or else the boss'll give you the sack
yoksa
All that's needed is ...: Her şey hazır, paramız olsun yoksa. Everything's ready; all we need is some money
yoksa
or ...? (used in a question): Şaka mı söylüyorsun, yoksa gerçekten gücendin mi? Are you joking, or have you really taken offense? Bunu yapmak istemiyorum. Yoksa yapsam mı? Ne dersin? I don't want to do this. Or should I? What do you think? Ayhan mı, yoksa Ali mi, hangisi yaptı? Was it Ayhan, or was it Ali? Which one did it? Gidecek mi, yoksa gitmeyecek mi? Is he going to go, or isn't he?
yoksa
nisi
yok sa
Favorites