yine de

listen to the pronunciation of yine de
Turkish - English
even so

Even so ... she didn't have to slap me! - Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!

nevertheless

It's just five in the morning, but nevertheless it is light out. - Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.

Now I live in a city. Nevertheless, the distance between my house and the large forest is only about a kilometer. - Şimdi bir şehirde yaşıyorum. Yine de, evim ve büyük orman arasındaki mesafe yalnızca bir kilometre civarında.

still

Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together. - Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler.

Still, the war was not over. - Yine de, savaş bitmedi.

however

All dogs are animals. However, that doesn't mean that all animals are dogs. - Bütün köpekler hayvandır. Yine de bu bütün hayvanların köpek olduğu anlamına gelmez.

It was raining. However, they still went on their school trip. - Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler.

nonetheless

Though he was poor, he was nonetheless happy. - Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.

Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless. - Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.

yet

We have yet to learn the truth. - Yine de gerçeği öğrenmek zorundayız.

Your composition is the best yet. - Kompozisyonun yine de en iyisi.

after all

Peter didn't come after all. - Peter yine de gelmedi.

I tried many things but failed after all. - Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.

all the same, after all, still, however, but then (again), yet, anyway, anyhow, nevertheless, even now, to, then, notwithstanding
though

She came even though the weather was bad. - O, kötü havaya rağmen yine de geldi.

You can probably guess what happens though. - Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.

yet already
just the same
natheless
anyhow

That has been my experience anyhow. - O yine de benim tecrübemdi,

He never did his work anyhow. - Yine de o işini asla yapmadı.

in despite of
nathless
altogether
oldness
none the less

My wife has faults. None the less, I love her. - Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.

even now
all the same

I asked him not to go, but he left all the same. - Ona gitmemesini rica ettim, fakat yine de gitti.

He is rude, but I love him all the same. - O kaba fakat yine de onu severim.

anyway

She wanted to go out anyway. - Yine de dışarı çıkmak istedi.

We objected, but she went out anyway. - Biz itiraz ettik ama o yine de dışarı gitti.

considering
at the same time
howbeit
notwithstanding
nontheless
at any rate

At any rate, I can go out when it stops raining. - Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.

just

Our trip was long, difficult and dangerous. We're just happy to be back home in one piece. - Yolculuğumuz; uzun, çetin ve tehlikeliydi. Yine de evlerimize sağ salim döndüğümüz için mutluyuz.

It's just five in the morning, but nevertheless it is light out. - Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.

but then
despite
yine de
Favorites