Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities.
- Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.
The authorities have been hiding the facts from the public.
- Yetkililer gerçekleri halktan gizliyordu.
We are the only authorized distributor for this product.
- Biz bu ürün için tek yetkili satıcıyız.
You're not authorized to be here.
- Burada olmak için yetkili değilsin.
The new waiter should be much more competent.
- Yeni garson çok daha yetkili olmalıdır.
They are both very competent judges.
- Onların her ikisi de çok yetkili hakimler.
He was elected an official by the inhabitants of this town.
- O, bu kasabanın sakinleri tarafından bir yetkili seçildi.
Many high-level officials attended the meeting.
- Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı.
The authorities have been hiding the facts from the public.
- Yetkililer gerçekleri halktan gizliyordu.
His best friend ratted him out to the authorities.
- Onun en iyi arkadaşı onu yetkili makamlara ihbar etti.
Tom is entitled to do that.
- Tom onu yapmaya yetkili.
You are not entitled to attend the meeting.
- Toplantıya katılmak için yetkili değilsiniz.
Tom is entitled to do that.
- Tom onu yapmaya yetkili.
You're entitled to the truth.
- Sen gerçeğe yetkilisin.
I am the executive director of the museum.
- Ben müzenin yetkili müdürüyüm.