Is ten thousand yen enough?
- On bin yen yeterli mi?
There was food enough for us all.
- Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
Tom didn't know he didn't have enough time to do what had to be done.
- Tom yapılması gerekenleri yapmak için yeterli zamanı olmadığını bilmiyordu.
Tom didn't have enough time to do everything that needed to be done.
- Tom'un yapılması gereken her şeyi yapacak kadar yeterli zamanı yoktu.
Haven't we had enough of that nonsense already?
- Bu saçmalığa yeterince katlanmadık mı?
Tom didn't thank Mary sufficiently.
- Tom Mary'ye yeterince teşekkür etmedi.
To begin with, the funds are not sufficient for running a grocery store.
- Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.