yeter!

listen to the pronunciation of yeter!
Turkish - English
enow
enough

This story is short enough to read in one lesson. - Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.

Twitter is not good enough. - Twitter yeterince iyi değil.

less of that
so
(Konuşma Dili) cut it out
(deyim) skip it
end to end
sufficient, enough kâfi
had enough
enough of that
have had enough
(isim) Enough (Given to last child)
enough said
be done

I didn't have enough time to do everything that needed to be done. - Yapılması gereken her şeyi yapmak için yeterli zamanım yoktu.

Tom didn't know he didn't have enough time to do what had to be done. - Tom yapılması gerekenleri yapmak için yeterli zamanı olmadığını bilmiyordu.

no more
enough of that!

Haven't we had enough of that nonsense already? - Bu saçmalığa yeterince katlanmadık mı?

(Hukuk) sufficient

To begin with, the funds are not sufficient for running a grocery store. - Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.

My explanation was not sufficient. - Açıklamam yeterli değildi.

there is an end of it
That's enough!/That'll do!/That'll suffice!
that will do
enough, sufficient
Turkish - Turkish
İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi
yeter!
Favorites