yeter

listen to the pronunciation of yeter
Turkish - English
enough

There was food enough for us all. - Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.

Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy. - Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.

less of that
(Konuşma Dili) cut it out
(deyim) skip it
so
end to end
sufficient, enough kâfi
(isim) Enough (Given to last child)
enough said
be done

I don't have enough time to do everything that needs to be done. - Yapılması gereken her şeyi yapmak için yeterli zamanım yok.

There wasn't enough time to do everything that needed to be done. - Yapılması gereken her şeyi yapmak için yeterli zaman yoktu.

no more
enough of that!

Haven't we had enough of that nonsense already? - Bu saçmalığa yeterince katlanmadık mı?

(Hukuk) sufficient

Tom didn't thank Mary sufficiently. - Tom Mary'ye yeterince teşekkür etmedi.

Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand. - Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.

there is an end of it
That's enough!/That'll do!/That'll suffice!
that will do
enough, sufficient
had enough
enough of that
have had enough
yeter ki
as long as
yeter de artar
above and beyond
yeter artık demek
cry quits
yeter artık!
(deyim) enough is enough!
yeter derecede
amply
yeter koşul
(Kimya) sufficient condition
yeter sayısı
(Askeri) complement
yeter çoğunluk
quorum
yeter şart
(Matematik) sufficient condition
yeter!
enow
yeter artık
drop it!
yeter artık
that's enough
yeter de artar
enough and to spare
yeter de artar
enough and more than enough
yeter de artar
more than enough
yeter ve artar bile
enough and to spare
yeter ki
providing
yeter ki
provided
Güvenme güzelliğine bir sivilce yeter güvenme malına bir kıvılcım yeter
(Atasözü) Beauty is but skin deep
Avrupa Parlamentosunda oylama yeter sayısı
(Hukuk) quorum at the European Parliament
artık yeter
no more
benim derdim bana yeter
i have a lot on my plate
benim derdim bana yeter
i have enough trouble myself
benim derdim bana yeter
i have enough on my plate
benim sorunum bana yeter
i have a lot on my plate
benim sorunum bana yeter
i have enough trouble myself
benim sorunum bana yeter
i have enough on my plate
bu kadarı yeter
I have had enough
nisap / karar yeter sayısı
(Hukuk) quorum
nisap / toplantı veya karar yeter sayısı
(Hukuk) quorum
yeter
Favorites