The Indians gave the settlers food.
- Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
He settled down in his armchair to listen to the music.
- O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.
Let's all settle down here.
- Hepimiz buraya yerleşelim.
We moved into this house last month. We will settle down soon.
- Bu eve geçen ay taşındık. Yakında yerleşeceğiz.
They settled in Canada.
- Onlar Kanada'ya yerleştiler.
He settled down in his armchair to listen to the music.
- O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.
They are planning to settle in New Zealand.
- Yeni Zelandaya yerleşmeyi planlıyorlar.
They decided to settle in a suburb of London.
- Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.
A factory is not suitable for a residential district.
- Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.
I would prefer to live in a residential area, not downtown.
- Bir şehir merkezinde değil, bir yerleşim alanında yaşamayı tercih ederim.