Tom refused to settle down.
- Tom yerleşmeyi reddetti.
Tom is ready to settle down and start a family.
- Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.
Tom says that he wants to settle down.
- Tom yerleşmek istediğini söylüyor.
We moved into this house last month. We will settle down soon.
- Bu eve geçen ay taşındık. Yakında yerleşeceğiz.
They settled in Canada.
- Onlar Kanada'ya yerleştiler.
Call me when you get settled in.
- Yerleştiğin zaman beni ara.
They found it easy to settle in the United States.
- Onlar Amerika Birleşik Devletleri'nde yerleşmeyi kolay buldular.
They are planning to settle in New Zealand.
- Yeni Zelandaya yerleşmeyi planlıyorlar.
This residential area is comfortable to live in.
- Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.
Tom and Mary live in a quiet residential neighborhood.
- Tom ve Mary sessiz bir yerleşim bölgesinde yaşıyorlar.