yerleştir

listen to the pronunciation of yerleştir
Turkish - English
ensconced
deploy
locate

They have located Tom. - Onlar Tom'u yerleştirdi.

{f} site
{f} locating
(Bilgisayar) build

Antennas should be placed on the highest part of the building, preferably. - Antenler tercihen binanın en yüksek kısmına yerleştirilmeli.

(Bilgisayar) poke
(Bilgisayar) arrange
(Bilgisayar) placement

The college has a placement bureau for students. - Üniversitede öğrenciler için bir yerleştirme bürosu vardır.

{f} placed

When their leader died, they placed his body in a large tomb. - Liderleri öldüğünde, onun vücudunu büyük bir mezara yerleştirdiler.

The doctor placed a stethoscope on the patient's chest. - Doktor, hastanın göğsüne bir steteskop yerleştirdi.

{f} positioned
domiciliate
nestle
{f} placing
fix up
{f} accommodating
accommodate
{f} nestling
{f} place

The computer is placed to the left of the women. - Bilgisayar kadınların sol tarafına yerleştirildi.

Place the pan in the oven. - Tavayı fırına yerleştir.

situate
situated
domicile
fixup
ensconce
seating
yeniden yerleştir
relocate
yerleş
ensconce
yerleş
settle

Tom refused to settle down. - Tom yerleşmeyi reddetti.

The settlers did not always honor the treaties. - Yerleşimciler, yapılan anlaşmalara her zaman saygı göstermediler.

yerleş
settle down

Tom refused to settle down. - Tom yerleşmeyi reddetti.

Let's all settle down here. - Hepimiz buraya yerleşelim.

yerleş
{f} settled

He settled down in his armchair to listen to the music. - O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.

They settled in Canada. - Onlar Kanada'ya yerleştiler.

yerleş
{f} ensconcing
yerleş
settle in

They found it easy to settle in the United States. - Onlar Amerika Birleşik Devletleri'nde yerleşmeyi kolay buldular.

They decided to settle in a suburb of London. - Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.

yerleş
embed
yerleş
populate
yerleş
reside

A factory is not suitable for a residential district. - Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.

I would prefer to live in a residential area, not downtown. - Bir şehir merkezinde değil, bir yerleşim alanında yaşamayı tercih ederim.

yerleş
{f} site
yerleş
indwell