The settlers embraced the Christian religion.
- Yerleşimciler Hıristiyan dinini kucakladı.
The settlers did not always honor the treaties.
- Yerleşimciler, yapılan anlaşmalara her zaman saygı göstermediler.
Tom wasn't completely happy with the settlement.
- Tom yerleşimden tam olarak mutlu değildi.
Sami began a 600 hundred miles journey to the nearest settlement.
- Sami en yakın yerleşim yerine 600 yüz millik bir yolculuğa başladı.
Settlers were forced off their land.
- Yerleşimciler ülkelerinden kovuldular.
The Indians gave the settlers food.
- Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
A factory is not suitable for a residential district.
- Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.
Tom and Mary live in a quiet residential neighborhood.
- Tom ve Mary sessiz bir yerleşim bölgesinde yaşıyorlar.