yerleş

listen to the pronunciation of yerleş
Turkish - English
ensconce
settle

Tom is ready to settle down and start a family. - Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.

He settled down in his armchair to listen to the music. - O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.

settle down

Tom refused to settle down. - Tom yerleşmeyi reddetti.

Let's all settle down here. - Hepimiz buraya yerleşelim.

{f} settled

Call me when you get settled in. - Yerleştiğin zaman beni ara.

He settled down in his armchair to listen to the music. - O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.

{f} ensconcing
settle in

They decided to settle in a suburb of London. - Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.

They found it easy to settle in the United States. - Onlar Amerika Birleşik Devletleri'nde yerleşmeyi kolay buldular.

embed
populate
reside

This residential area is comfortable to live in. - Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.

Tom and Mary live in a quiet residential neighborhood. - Tom ve Mary sessiz bir yerleşim bölgesinde yaşıyorlar.

{f} site
indwell
yerleş
Favorites