She told her children to put away their toys.
- Çocuklara oyuncaklarını yerine koymasını söyledi.
She put away her clothes.
- O giysilerini yerine koydu.
We haven't been able to find anyone to replace Tom.
- Tom'un yerine koymak için birisini bulamıyoruz.
With deep and reverent awe I replaced the candelabrum in its former position.
- Derin ve saygılı huşuyla şamdanı önceki yerine koydum.
It's a word I'd like to find a substitute for.
- Bu yerine koymak için bulmak istediğim bir kelime.