Definition of yeni in Turkish English dictionary
- new
This tape recorder is not new.
- Bu kayıt cihazı yeni değil.
They speak English in New Zealand.
- Yeni Zelanda'da, halk İngilizce konuşur.
- recent
He recently traded in his jeep for a new Mercedes.
- O, son zamanlarda jipini yeni bir Mersedesle değiştirdi.
Tom has recently been learning how to sing a lot of new songs.
- Tom son zamanlarda çok sayıda yeni şarkıları nasıl söyleyeceğini öğreniyor.
- new, recent, latest, fresh; incoming, new; newly, recently, just
- new; neo-: yeni Eflatunculuk Neoplatonism. yeni klasikçi neoclassicist
- novel
His new novel will come out next month.
- Yeni romanı gelecek ay piyasaya çıkacak.
A novelty wears off in time.
- Bir yenilik zamanla yok olur.
- young
Young animals adapt quickly to a new environment.
- Genç hayvanlar hızla yeni bir çevreye uyum sağlarlar.
It's easier to learn a new language when you are young.
- Gençken yeni bir dil öğrenmek daha kolay.
- (Bilgisayar) click the new
- latest
Tom's latest movie just came out.
- Tom'un son filmi yeni yayınlandı.
This laboratory is equipped with the latest computers.
- Bu laboratuvar en yeni bilgisayarlarla donatılmıştır.
- elementary
- fresh
She is an English teacher fresh from college.
- O üniversiteden yeni mezun bir İngilizce öğretmenidir.
She is fresh from college, so she has no experience.
- O üniversiteden yeni mezundur, bu yüzden hiç deneyimi yok.
- strange
- (deyim) babe in arms
- crisp
- (Biyoloji) de novo
- unprecedented
- nouveau
- just
Tom put new strings on the old guitar that he had just bought.
- Tom aldığı eski gitara yeni teller taktı.
Tom put the new tablecloth he had just bought on the table.
- Tom satın aldığı yeni masa örtüsünü masaya koydu.
- unused
- emergent
- daring
- firsthand
- late
Tom rewrote his essay and turned it in a day late.
- Tom denemesini yeniden yazdı ve onu bir gün geç teslim etti.
Sooner or later, we'll have to buy a new TV since the TV we have now is a very old model.
- Er ya da geç, şu an sahip olduğumuz TV çok eski bir model olduğu için yeni bir televizyon almak zorunda kalacağız.
- novice
- smart
Tom wants to buy a new smartphone.
- Tom yeni bir akıllı telefon almak istiyor.
Mary used her smartphone as a mirror to touch-up her makeup.
- Meryem makyajını yenilemek için akıllı telefonunu ayna olarak kullandı.
- green
- hot
The hotel is looking for a new head receptionist.
- Otel yeni bir baş resepsiyonist arıyor.
We'll stop at the New Osaka Hotel and pick up Mr Takakura.
- Biz Yeni Osaka otelinde duracağız ve Bay Takakura'yı alacağız.
- neo
Washington's neocons believe that there is a clash of civilizations that they're going to win.
- Washington'un yeni muhafazakarları onların kazanacakları bir medeniyetler çatışması olduğuna inanıyor.
- maiden
- neoteric
- only just
Layla's nightmare was only just beginning.
- Leyla'nın kabusu daha yeni başlıyordu.
I've only just begun.
- Sadece yeni başladım.
- recently
He recently traded in his jeep for a new Mercedes.
- O, son zamanlarda jipini yeni bir Mersedesle değiştirdi.
He just recently introduced his new girlfriend to his mother.
- Kısa süre önce yeni kız arkadaşını annesine tanıttı.
- ingoing
- newly; recently
- newly
Newly printed books smell good.
- Yeni basılmış kitaplar güzel kokuyor.
Tom and I are newlyweds.
- Tom ve ben yeni evlileriz.
- kaino
- freshly
A freshly baked cake doesn't cut easily.
- Yeni pişirilmiş bir kek kolayca kesilmez.
I love the aroma of freshly brewed coffee.
- Yeni demlenmiş kahve kokusunu seviyorum.
- incoming
- renewed
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
I had my driver's license renewed last month.
- Ehliyetimi geçen ay yenilettim.
- newfangled
- clean
A new broom sweeps clean.
- Yeni bir süpürge temiz süpürür.
Lisa's room needs to be cleaned again.
- Lisa'nın odası yeniden temizlenmeli.
- in mint condition
- further
His new job further separates him from his family.
- Onun yeni işi onu ailesinden daha çok ayırıyor.
- novus
- newer
Tom's bicycle is much newer than mine.
- Tom'un bisikleti benimkinden çok daha yeni.
My car is newer than Tom's.
- Benim arabam Tom'unkinden daha yeni.
- yeni yerine geçmek
- relocate
- yeni baştan yazmak
- rewrite
- yeni ay
- crescent
A few days after new moon, we see a thin crescent in the western evening sky. The crescent Moon waxes, or appears to grow fatter, each night.
- Yeni aydan sonra birkaç gün batı akşamı gökyüzünde ince bir hilal görürüz.Hilal ay her gece gittikçe büyür ya da şişmanlıyor gibi görünür.
- yeni eve taşınma partisi
- housewarming party
- yeni mezun
- newly graduate
- yeni ufuklar açan
- seminal
- yeni zelandalı
- kiwi
- yeni çekim yapmak
- retake
- yeni çıkmış şey
- novelty
- yeni ad
- (Bilgisayar) new title
- yeni ad
- (Bilgisayar) rename
- yeni ahit
- new-testament
- yeni alan
- (Bilgisayar) new field
- yeni anket
- (Bilgisayar) new survey
- yeni arama
- (Bilgisayar) new call
- yeni arama
- (Bilgisayar) new search
- yeni baskı
- re-edition
- yeni basım
- new edition
- yeni belge
- (Bilgisayar) new document
- yeni birim
- (Bilgisayar) new volume
- yeni biçem
- (Bilgisayar) new style
- yeni boyut
- (Bilgisayar) new size
- yeni bölge
- (Bilgisayar) new zone
- yeni bölüm
- (Bilgisayar) new section
- yeni değer
- (Bilgisayar) replace with
- yeni değer
- (Bilgisayar) with
- yeni değer
- (Bilgisayar) new value
- yeni değer
- (Bilgisayar) change to
- yeni değer
- (Bilgisayar) as
- yeni dosya
- (Bilgisayar) new file
- yeni dönem
- new period
- yeni dönem
- new age
- yeni dönem
- new era
- yeni düzen
- (Ticaret) new deal
- yeni düzen
- new order
- yeni düzenleme
- rearrangement
- yeni ekle
- (Bilgisayar) add new
- yeni evli
- just married
- yeni eylem
- (Bilgisayar) new action
- yeni form
- (Bilgisayar) new forms
- yeni form
- (Bilgisayar) new form
- yeni gelen
- new arrival
Tom and Mary were among the new arrivals.
- Tom ve Mary yeni gelenler arasındaydı.
- yeni gibi
- as good as new
- yeni gine
- new guinean
- yeni girdi
- (Bilgisayar) new entry
- yeni görev
- (Bilgisayar) new task
- yeni havuz
- (Bilgisayar) new pool
- yeni hedef
- (Bilgisayar) new target
- yeni ileti
- (Bilgisayar) new message
- yeni iş
- (Bilgisayar) new task
- yeni iş
- new business
- yeni kayıt
- (Bilgisayar) new record
- yeni kent
- (İnşaat,Teknik) new town
- yeni kitap
- (Bilgisayar) new book
- yeni kişi
- (Bilgisayar) new contact
- yeni konum
- (Bilgisayar) new location
- yeni kural
- (Bilgisayar) new rule
- yeni menü
- (Bilgisayar) new menu
- yeni metod
- innovation
- yeni model
- new model
New models of Japanese cars usually come out in the spring.
- Japon arabalarının yeni modelleri genellikle ilkbaharda çıkar.
Those new model cars are on the market.
- Bu yeni model arabalar piyasada.
- yeni oda
- (Bilgisayar) new room
- yeni olay
- (Bilgisayar) new event
- yeni olmuş
- fresh
- yeni oyun
- (Bilgisayar) new game
- yeni pin
- (Bilgisayar) new pin
- yeni renk
- (Bilgisayar) new color
- yeni sağ
- (Politika, Siyaset) new right
- yeni sene
- new year
- yeni seçim
- (Bilgisayar) new selection
- yeni site
- (Bilgisayar) new site
- yeni site
- (Bilgisayar) mobile
- yeni sorun
- complication
- yeni stil
- (Bilgisayar) new style
- yeni stil
- (Bilgisayar) newstyle
- yeni tür
- (Bilgisayar) new type
- yeni türü
- (Bilgisayar) as
- yeni umut
- new hope
- yeni usul
- innovation
- yeni veri
- (Bilgisayar) change to
- yeni veri
- (Bilgisayar) new data
- yeni web
- (Bilgisayar) new web
- yeni yer
- (Bilgisayar) new location
- yeni yönetim
- (Bilgisayar) new management
- yeni çağ
- new era
- yeni çağ
- new age
- yeni çağrı
- (Bilgisayar) new call
- yeni çizim
- (Bilgisayar) new drawing
- yeni çocuk
- (Bilgisayar) new child
- yeni öğe
- (Bilgisayar) new item
- yeni ürün
- (Ticaret) new product
- yeni şey
- innovation
- Yeni Osmanlılar
- New Ottomans
- yeni ay, ayın ilk hali
- new moon, the first state in
- yeni bir ortama alışmak
- acclimation to a new
- yeni evli
- Newlywed
Tom and Mary are still newlyweds.
- Tom ve Mary hala yeni evliler.
How many presents do the newlyweds get?
- Yeni evliler kaç tane hediye alır.
- yeni olma
- newness
- yeni yeni
- newly
- yeni yıl arefesi
- New year's eve
- yeni yıl tatili
- New year holiday
- yeni zelanda papağanı
- kaka
- Yeni Gine
- New Guinean, of New Guinea
- Yeni Gine
- New Guinea; New Guinean
- Yeni Gineli
- New Guinean
- Yeni Uluslar arası Ekonomik Düzen
- (Hukuk) New International Economic Order
- Yeni Zelanda
- New Zealand, of New Zealand
- Yeni Zelandalı
- (a) New Zealander
- Yeni ahit
- Acts
- Yeni ahit
- Roman
- Yeni ahit
- acts of the apostles
- Yeni dünya
- New World
- yeni (hükümet/yıl)
- incoming
- yeni ad vermek
- rename
- yeni adrese gönderilecek
- to be forwarded
- yeni adrese göndermek
- send on
- yeni adrese göndermek
- send out
- yeni akım
- underground
- yeni aygıt
- (Bilgisayar) new device
- yeni baskı
- reprint
- yeni baskı
- re edition
- yeni başlamış
- inchoate
- yeni başlayan kimse
- intrant
- yeni baştan
- over again
If you had to do it all over again, what would you do differently?
- Yeni baştan yapman gerekse neyi farklı yapardın?
It's happening all over again.
- Bu yeni baştan oluyor.
- yeni baştan yazma
- rewriting
- yeni bildiriye kadar
- until further notice
- yeni bina
- new building
- yeni bir dönem başlatan
- epoch making
- yeni bir hayat vermek
- revivify
- yeni bir konuda eğitmek
- retrain
- yeni biçilmiş
- new mown
- yeni biçim vermek
- reshape
- yeni budanmış dal
- stool
- yeni bulunmuş
- new found
- yeni cilt
- (Bilgisayar) new binder
- yeni crl
- (Bilgisayar) new crl
- yeni delhi
- New Delhi
The capital of India is New Delhi.
- Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'dir.
They arrived in New Delhi on July 9th.
- 9 Temmuzda Yeni Delhi'ye vardılar.
- yeni değerini belirlemek
- revaluate
- yeni elbise
- new dress
- yeni ev vermek
- rehouse
- yeni eve taşınma partisi
- housewarming
We're having a housewarming party this evening.
- Biz bu akşam yeni eve taşınma partisi veriyoruz.
- yeni evli
- newly wed
- yeni faks
- (Bilgisayar) new fax
- yeni fan kayışına ihtiyacım var
- I need a new fan belt
- yeni fikirlere açık
- open-minded
- yeni gelen
- incoming
- yeni gelen
- new come
- yeni gelen kimse
- incomer
- yeni gine
- New Guinea
In Papua New Guinea, there are 850 different languages spoken by Papuans.
- Papua Yeni Gine'de, Papualılar tarafından konuşulan 850 farklı dil vardır.
Papua New Guinea is the second largest country in Oceania after Australia.
- Papua Yeni Gine Avustralya'nın ardından Okyanusya'da en büyük ikinci ülkedir.
- yeni girmiş kimse
- neophyte
- yeni grup
- (Bilgisayar) new group
- yeni ilke
- (Bilgisayar) new policy
- yeni isim koymak
- rename
- yeni istek
- (Bilgisayar) new request
- yeni kelime
- neologism
- yeni koloni
- pioneering settlement
- yeni konut sağlama
- rehousing
- yeni küme
- (Bilgisayar) new cluster
- yeni liste
- frontlist
- yeni makinelerle donatmak
- retool
- yeni nesil
- the rising generation
- yeni olarak
- newly
- yeni para
- fresh money
- yeni seri
- (Bilgisayar) new series
- yeni stoklarınız ne zaman gelecek
- When will you get new stock
- yeni sözcük
- coinage
- yeni sözcük yaratmak
- neologize
- yeni sıra
- (Bilgisayar) new queue
- yeni terim
- neologism
- yeni transatlantik gündemi
- (Hukuk) new transatlantic agenda
- yeni ufuklar
- new frontiers
- yeni yere yerleşen kimse
- settler
- yeni yol
- (Bilgisayar) new route
- yeni yıl
- the new year
What are you planning to do for the New Year vacation?
- Yeni yıl tatilinde ne yapmayı planlıyorsun?
Have you written all the New Year's cards already?
- Tüm Yeni Yılın kartlarını şimdiden yazdın mı?
- yeni zelanda
- New Zealand
- yeni zelanda devekuşu
- moa
- yeni zelanda yerli dili
- Maori
- yeni zelanda'da
- Down Under