Tom vowed he'd never do it.
- Tom onu yapmayacağına yemin etti.
I vowed that I would never speak to her again.
- Bir daha onunla konuşmamaya yemin ettim.
I'd like to remind you that you're under oath.
- Sana yeminli olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Doctors take an oath not to harm anyone.
- Doktorlar kimseye zarar vermemek için yemin ederler.