Turkish - English
Definition of yelpaze in Turkish English dictionary
- fan
That lady has a fan because it is hot.
-O kadının bir yelpazesi var çünkü hava sıcak.
Incidentally, this room doesn't have anything like an air conditioner. All it has is a hand-held paper fan.
-Sırası gelmişken, bu odada klimaya benzer bir şey yok. Onun sahip olduğu tek şey elle tutulan kağıt yelpaze.
- (Askeri) main piece
- hand fan
- punkah
- yelpaze gibi
- (Tıp) flabellum
- yelpaze anten
- fan antenna
- yelpaze biçiminde
- flabellate
- yelpaze fotoğrafı
- (Askeri) fan photography
- yelpaze kamera fotoğrafı
- (Askeri) fan camera photography
- yelpaze kuyruk
- (Hayvan Bilim, Zooloji) zitting cisticola
- yelpaze kuyruk
- (Hayvan Bilim, Zooloji) cisticola juncidis
- yelpaze kuyruk
- fantail, fan-shaped tail
- yelpaze kuyruklu bülbül
- (Latin) cercotrichas galactotes
- yelpaze kuyruklu bülbül
- (Hayvan Bilim, Zooloji) rufous bush chat
- yelpaze kuyruklu güvercin
- fan tail
- yelpaze kıvrım
- fan fold
- yelpaze makas
- fan truss
- yelpaze merdiven
- (İnşaat) helicoidal stairs
- yelpaze pencere
- (İnşaat) funlight
- yelpaze pencere
- fanlight
- yelpaze tonos
- (İnşaat) fan vaulting
- yelpaze tonoz
- fan vaulting
- yelpaze tonoz
- fan vault
- yelpaze yapraklı hurma ağacı
- talipot
- yelpaze çakıltaşı
- (Jeoloji) fanglomerate
- yelpaze şeklinde açılmak
- fan out
- yelpaze şeklinde açılmak
- fan
- yelpaze şeklinde kemer
- fan vaulting
- yelpaze şeklinde kemer süsü
- fan tracery
- yelpaze şeklinde rıhtım
- (Askeri) fan-shaped wharf
- yelpaze şevi
- (Jeoloji) fan scarp
- geniş yelpaze
- wide range
- ideolojik yelpaze
- (Politika Siyaset) Ideological spectrum
- kapı üstü yelpaze şeklinde pencere
- fanlight
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of yelpaze in Turkish Turkish dictionary
- Çeşitlilik
- Sallandığında küçük bir hava akımı yapan ve özellikle yüzü serinletmeye yarayan, küçük, katlanabilir, taşınabilir araç: "Sarayında olduğu gibi başının üzerinde uzun saplı yelpazelerin serinletici nazik havasını istermiş."- R. H. Karay
- Dümenin su içindeki en geniş kısmı
- Sallandığında küçük bir hava akımı yapan ve özellikle yüzü serinletmeye yarayan, küçük, katlanabilir, taşınabilir araç
- Bu biçimde olan
- (Osmanlı Dönemi) MİZEBBE
- (Osmanlı Dönemi) YELPEZ
- mirveha
yelpaze
Hyphenation
yel·pa·zePronunciation
Resimler
Favorites