Gerçekten yüksek sesle bağırmak zorunda mıydın?
- Did you really have to yell that loud?
Fazla bağırmaktan sesim kısıldı.
- I am hoarse from yelling so much.
Tom bana bağırmak zorunda değildi.
- Tom didn't have to yell at me.
Tom sadece bağırmaya devam etti.
- Tom just kept yelling.
Bağırmak ve çığlık atmak seni hiç bir yere götürmez.
- Yelling and screaming is not going to get you anywhere.
Dan çığlık atıp bağırıyordu.
- Dan was screaming and yelling.
Tom çığlık atıyordu ve bağırıyordu.
- Tom was screaming and yelling.
Zirveye vardığımızda hepimiz çığlık attık.
- When we reached the summit, we all yelled out into the void.
He yelled directions to the party from the car.
It doesn't matter where you go in Holland, you'll see windmills.
- Hollanda'da nereye gidersen git farketmez, yel değirmenlerini göreceksin.
God provides the wind, but man must raise the sails.
- Tanrı rüzgarı sağlar, ama insanın yelkenleri yükseltmesi gerekir.